Friday, May 21, 2010

Studio Oyuncuları Güncesi 1


Patlayacak ama ne zaman bilmiyorum.Dün tiyatroda patladı sanırım.Orada yaşadığım deneyim gerçekti.Beni izleyen topluluğa benden bir parça verdim.Hiç kendimi frenlemeden ortaya çıkan durum bendim.Hayatta ne zaman patlayacak bu gerçeklik bilmiyorum ya da hayatta patlamayanlar orada patlıyorlar bir şekilde.Ya da bazen parça parça, kesik kesik çıkıyor günlerinde.

Gerçek dünya orası gibi ve mutluluk sadece bir sihir evreni.Birkaç duble rakı içmek gibi.Çok fazla sarhoş eder durur.Yürüyemezsin, saçmalarsın ve sırıtırsın.Dünya umrunda olmaz.Bir de ortaya karışık durumlar vardır.Ara sıra ilgin artar çevrene, bakar ve izlersin.Zaman zaman da dikkat edersin.Bir de kesin durumlar vardır.Hiçbir şey umrunda olmaz.Görmezsin bile.

Ama sonra oyuna katılmak zorundalığın kalkar ortadan, gerçekten katılmak istersin.Gözlerini açarsın ve gerçektesindir.
Doğmak gibi.

Zeynep A.

Tiradımdan bir bölüm:

'Güneşin parladığını ve bir karıncanın bile kendinden hoşnut bir biçimde yükünü taşıdığını göre göre, yaşama gücünü bir daha ele geçirmemek üzere yitirdiğini, paslandığını ve hayatını tükettiğini ve bir ruh güçsüzlüğüne kapılıp gırtlağına kadar iğrenç bir melankoliye gömüldüğünü kavramak.

Hayır!Hayır!

Bazılarının seni bir şarlatan saydıklarını, bazılarının sana acıdıklarını, bazılarının sana yardım eli uzattıklarını ve en kötüsü bazılarının sende yeni bir peygamber görüp senden onlara yeni bir din bildirmeni beklediklerini görmek.

Hayır!Hayır!'

...

Anton Çehov/ İvanov

No comments: